Yola çıkarken Beyaz Kalemler’in bu kadar içimize işleyeceğini bilmiyorduk. Hayatımızın önemli bir parçası haline geleceğini de… Yeni şeyler söylemek isteyenlerin sayısına dair yaptığımız tahminlerimiz de tutmadı. Zira sanal bir dergide birbirini hiç tanımayan söz sevdalıların çizdiği resmi gördük. Murat Tokay, Hakan İnce, Şevket Gasgar ile ilk tohumları saçmıştık. Derken aramıza yeni dostlar, arkadaşlar, ‘önce söz vardı’ cümlesini müdrik gönüller katıldı. Nihat Dağlı, Elif Konar, Hıdır Ala, Yüsra Mesude, Cahit Yağmur ve diğerleri… Her biri yüreğinden kopup gelen nağmeleri dinletti bizlere. Dünya için edebiyat için yeni yepyeni fırsatlar sunan internetin insanlığın elinde nasıl bir canavara dönüşmeye başladığı herkesin malumu. Beyaz Kalemler çatısı altında toplanan edebiyat gönüllüleri gücü yettiğince nezahetin, letafetin birer numunesi oldu. Buradan yükselen ses belki yarın belki de yıllar sonra yankı bulacak. Kötülük var olduğu müddetçe iyiyi, doğruyu arama sevdası bitmeyecek. Bizler güzel olanın kalıcı olacağına inanıyoruz. Güzelden kastımız da ruh ve manadan ibarettir.

İnternetin imkânlarını kullanırken bu mecradaki değişimi de yakından takip etmemiz gerekiyor. Matbu bir dergiye göre hazırlanması kolay gibi de görünse sanal edebiyat dergiciliğinin güçlükleri hayli fazla. Öncelikle milyonlarca site, nam-ı diğer www ile başlayan adreslerin içinden sıyrılmanız ve muhatabınıza ulaşmanız şart. Üstelik doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiye… Samanlıkta toplu iğne aramaktan farksız. Rekabet muhtevadan taviz vermeye zorlayabiliyor. Moda deyimle hit sayısı gayeyi hayal haline geliyor. Daha popüler konularda talepler gelebiliyor. Ancak biz duruşumuzdan, edebiyat dergisi olarak kalma ısrarımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bununla birlikte hız ve kolaylık gibi avantajları daha iyi kullanabilmek maksadıyla bir süre önce yayınımıza ara vermek zorunda kaldık. Kısa bir mola, bir teneffüs vakti olacaktı. Gaileler, meşgaleler, biraz da üzerimize çöken rehavet molayı uzattı. Neredeyse iki yıla yaklaşan bir süredir Beyaz Kalemler’in mimarisine katkı sağlayan siz dostlarımızdan ayrı düştük. Kelimelerden de… Hasretimiz biraz da şiire, öyküye ve denemeye…

Yunus Emre Hatunoğlu ve Hasan Yaşar gibi iki edebiyat dostu web tasarımcısı olmasaydı belki bugün de bu merhaba faslını açamayacaktık. Dört kişinin hayalini Beyaz Kalemler sitesine dönüştüren, elle tutulur gözle görülür hale getiren de yine ikisiydi. Ara verdiğimizde bizi kelimelerin dünyasına davet eden de… Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Mütevazı kaynaklarla muhteşem bir eser ortaya çıkaran bu iki genç sizlere, kelimelere olan hasretimizi dindirdi.

Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Üye olun. Artık daha interaktif bir sitemiz var. Söylenecek yeni şeyler de var elbette…

Tekrar yürekten bir merhaba.

TURHAN BOZKURT