Sustuk, koşunun en başındayken hazırlıklıydık Eskilerden kalma uzlette çoğalacak anlar için Neden diye sual eden mütecessis, cevabı yok Nasıl aşılır kumdan tepeler vahadan gölgelerle Ezik yanımız var, kendimizden özge emanetti Ravzada yanan kısık kandillerden birine asıldık Ellerimiz hoyrat rüzgarlarda dağlandı, yanmadık Dilimize yağan bu sükut en sevdiğimiz nağmedir Ezelde verilen sözü unutmadık, beklemek tecelli İki değil bir olan tutar mağaraya uzanan zulmeti Sustuk, ne vakit çok sesli koro duysak çekildik Emek hırsızlarının muaccel gülüşüne aldanmadık Ne yalnızlıktan korkar ne kibrin döşeğine sığınırız Omuz omuza tırmandık yokluğu, geride kaldı diye Raylar üzerinde yürümekten vazgeçecek değiliz Ağır yüklere alıştık, hafif sözler giremez mabeyne Daüssıla ağyar için meçhul kalacak, oysa en son Adanmış bir duaydı, sual etmeyin kandile sarıldık Yarın pür sükut heyetler halinde durmak vaktidir Issız vadilerde biriken gözyaşlarına tutunacağız Zaman duracak, güneşi kısık kandil çoğaltacak TURHAN BOZKURT
Kaynak:
Eklenme Tarihi : 2014-01-19 20:40:56
Değişiklik Tarihi : 2014-01-20 09:12:21
Okunma Sayısı : 5327 |