DEVRİK ŞAİR
Olympus dağı gibi
Deviniyor raylarından sallanarak
Ramak kaldı
İçimdeki korun cehennemi yakmasına
Ertelenmiş azaplarla ürperiyor şehadet parmağımı
Kısık bir halet-i ruhiyenin makasladığı
Kesik bir kâğıt parçası gibi
Wel bakiyatussalihat senedimdir ki
İçi kesif
Dışı süslü bir gelin şimdi ruhum
Dağlanmaktan ar damlası kesilen saka kuşunun
Tekrar uçmak/ötmek istemesi gibi
Yalnız, dokunaklı, titrek…
Tek başına uçurtma uçuran çocuk gibi
Yürüyüşe gece çıkan yetmişlik dede gibi
Sesten gürültüden kaçan
Yarasa gibiyim anne Naina’yı dinlerken hecelere boğulan
Devrik bir şairim şimdi
Kırılmadık tek şişe-i hissi kalmayan…
Közlenen harlanmayan iç uğultu
Yüze sağanak olarak yansır mı ki
Artık muz’af büklüm olarak oturmaktayım
Karşıdaki manzarayı flu camlardan
İzlemeye durarak
Ve öldürüyor
Şimdi nefisten yükselen nefesler
M. ZAHİR ERTEKİN
|